Bu Hadisi Okuyan veya Dinleyip Amin Diyenlere Verilecek Faziletler

Bu İsnâdı Okuyan veya Dinleyip Âmîn Diyen Hasta veyâ Dertli Varsa Mutlakâ Derdi Zâil Olur
Ehl-i Beyt Silsilesinden Müteşekkil Olup Sıtma, Cin Çarpması ve Haşerât Sokması Gibi Akıl Hastalığı Dâhil Herhangi Bir Musîbete Uğramış Kimse Üzerine Okunsa Mutlaka İyileştirecek Bir Hadîs İsnâdı Ebu's-Salt Abdüsselâm ibni Sâlih el-Herevî (Radıyallahu Anh) şöyle demiştir:
"Bir kere ben İmâm Alî ibni Mûsâ er-Rizâ (Radıyallâhu Anh) ile birlikte bulunuyordum. Kendisi Neysâbûr (Nişabur) şehrine girince o şehrin ulemâsı ondan istifâde etmek için toplandılar.

Aralarında büyük muhaddislerden Ahmed ibni Harb, Yâsîn ibni'l-Kitr, Yahyâ ibni Yahyâ gibi zatlar bulunuyordu. Irak ehlinden bâzı ulemâ da cemâatin arasındaydı. Onlar, onun bineğinin geminden tutarak:

‘O temiz babalarının hakkı için bize (Ehl-i Beyt imamlarından olan) baban (İmâm Musâ el-Kâzım) dan bir hadîs rivâyet et.' dediler.
Bunun üzerine İmâm Alî Rızâ (Radıyallâhu Anh) hepsi babalarından oluşan bir senedle şu hadîs-i kudsîyi nakletti:

Bana babam Mûsâ ibni Ca'fer el-Kâzım naklederek dedi ki:
Bana babam Ca'fer ibni Muhammed es-Sâdık naklederek dedi ki: 
Bana babam Muhammed ibni Alî el-Bâkır naklederek dedi ki: 
Bana babam Alî ibni'l-Huseyn Zeynü'l-âbidîn naklederek dedi ki: 
Bana (Kerbelâ) Şehîd(i) babam el-Huseyn ibni Alî naklederek dedi ki: 
Bana babam Alî ibni Ebî Tâlib el-Murtezâ -Aleyhimüsselâm- dedi ki: 
Rasûlüllâh -Sallellâhu Aleyhi ve Âlihi ve sellem- buyurdu ki:

Allâh-u Azze ve Celle: 'Lâ ilâhe illâllâh ('Allâh'tan başka hiçbir ilâh yoktur.' kelime-i tevhîdi) Benim (korunaklı) kalemdir, kim ona girerse azabımdan emin olur.' buyurdu."
(Muhyiddîn el-Kuraşî, Tertîbü'l-Emâli'l-hamîsiyye li'ş-Şecerî, rakam:93, 1/31; İbnü 'Asâkir, Târîhu Medîneti Dimeşk, 48/367; es-Süyûtî, Câmi'u'l-ehâdîs, rakam:33510, 30/440)

1) Ahmed ibni Hanbel (Rahimehullâh) şöyle demiştir:
“Bu isnâd (bu hadîs-i şerîfin râvîlerinin zikredildiği sened silsilesi) bir delinin üzerine okunacak olsa (dahî) elbette o kişi deliliğinden şifâ bulur." (Muhyiddîn el-Kuraşî, Tertîbü'l-Emâ- li'l-hamîsiyye li'ş-Şecerî, rakam:93, 1/31)

2) İmâm-1 Sübkî (Rahimehullâh)in nakline göre İbnü Mâce (Rahimehullâh) büyük muhaddis Ebu's-Salt Abdüsselâm ibni Sâlih el-Herevî (Rahimehullâh)in: "
"Bu isnâd (bu hadîs-i şerîfin râvîlerinin zikredildiği sened silsilesi) bir delinin üzerine okunacak olsa elbette o kişi iyileşir." dediğini nakletmiştir. (Tâcüddîn es-Sübkî, Tabekātü’ş-Şâ- fi'iyyeti'l-kübrâ, 1/120)

3) "Şifâ-i Şerîf"in şerhlerinde zikredildiğine göre; İmâm-1 Tilmisânî (Rahimehullâh) şöyle demiştir: “İşte bu sened çok şerefli bir isnaddır. Zîrâ Ehl-i Beyt imamlarından rivâyet olunmuştur ve râvîlerinin hepsi Ehl-i Beyt'tendir.
Hattâ hadîs imamları bu hadîs-i şerîf hakkında: 'Bu öyle bir isnaddır ki, herhangi bir illet (dert ve hastalık) sâhibinin üzerine okunsa veyâhut sıtmaya tutulmuş birinin üzerine okunsa o hasta iyileşir.
Yâhut herhangi bir cin tarafından çarpılma ve sara gibi bir musîbete mâruz kalmış ki- şinin üzerine okunsa elbette o kişi ayılır ve herhangi bir zehirli hayvan tarafından sokul- muş kimseye bununla rukye yapılsa (bu sened okunduktan sonra ağızda biriken tükürük alınarak hayvanın soktuğu yerin üzerine sürülürse) elbette o kişi iyileşir.' demişlerdir." ('Alî el-Kārî, Şerhu Kitâbi'ş-Şifâ, 2/355; Şihâb el-Hafâcî, Nesîmü'r-riyâz fî Şerhi Şifâi'l-Kāzî 'Iyâz, 2/457)

4) Muhammed ibni Abdillâh ibni Tâhir (Rahimehümullâh): “Bir kere ben babamın (Ab- dullâh ibni Tâhir'in) başı ucunda duruyordum. Yanında Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Râhûye, Ebu's-Salt el-Herevî (Rahimehümullâh) gibi büyük muhaddisler bulunuyordu.
O sırada babam: 'İçinizden her bir adam bir hadîs rivâyet etsin.' deyince Ebu's-Salt (Rahimehullâh) İmâm Alî Rizâ (Radıyallâhu Anh)dan işittiği ve onun da babaları olan Ehl-i Beyt imamlarından işittikleri bu hadîs-i şerîfi senediyle zikretti.
O zaman oradan bulunanlardan biri: 'Bu isnad nasıl bir şey(dir ki bütün râvîleri Ehl-i Beyt'ten müteşekkil)?!' deyince babam (Abdullâh ibni Tâhir (Rahimehullâh)): 'Bu sened delilerin ilacıdır. Bu isnâd (senedde zikredilen Ehl-i Beyt'ten olan râvîlerinin isimleri misk, zâferân ve gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple bir kâğıda yazılıp bu kâğıt suya konulup yazı suda bozulduktan sonra o su) delinin burnuna damlatılırsa elbette o deli (bile) iyileşir.” (Tâcüddîn es-Sübkî, Tabekātü’ş-Şâfi‘iyyeti’l-kübrâ, 1/120)


Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
"Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski