Cennet Tabakaları Dereceleri Mertebeleri

Cennet kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de 147 defa geçmektedir İslâm literatüründe cenneti ifade etmek üzere kullanılan isimleri ve cennet tabakalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Cennet: Ebedî saadet yurdunu ifade etmek üzere Kur'an'da, çeşitli hadislerde ve diğer İslamî eserlerde yer alan isimler içinde en çok kullanılan, içindeki bütün mekân ve imkânları kapsayacak şekilde muhtevası geniş olan bir terimdir Kur'an'da 147 yerde geçmektedir İslam literatüründe ebedî saadetle ilgili vaadler, özendirici anlatım ve tasvirler genellikle cennet ismi etrafında yoğunlaşmıştır Diğer isimler tekil olarak kullanıldığı halde, cennetin çok sayıdaki ayette çoğul şekliyle de (cennât) yer alması, saadet yurdunun belli bir bölgesinin değil; tamamının adı olduğunu gösterir

2- Cennetü'n-Naîm: 13 ayette geçmektedir Arapça'da "refah, huzur, mutlu hayat" anlamına gelen nimet kelimesinden daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olan naîm, insana mutluluk veren maddî ve manevî bütün güzellikleri ifade etmektedir Buna göre cennâtü'n-naîm; mutluluklarla dolu cennetler manasına gelir "Beni cennetü'n-naîmin vârislerinden kıl" (26/Şuarâ, 85)

3- Adn cenneti: En belirgin anlamı ile ikamet etme, ikamet edilen yer demek olan adn, 11 ayette kullanılmıştır Adn'in, cennetin belli bir bölümünün adı olduğu veya çoğul şeklinde kullanılışına bakarak onun tamamını ifade eden bir isim olduğu anlaşılır "Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlukatın en hayırlısıdır Onların Rableri katındaki mükâfatı, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir ALLAH onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı olmuşlardır Bu, Rabbinden korkan O'na saygı gösterenler içindir" (98/Beyyine, 7-8)

4- Firdevs: Özellikle, içinde üzüm bulunan bağ bahçe anlamına gelir İki ayette geçer Firdevs, cennetin tamamını ifade eden bir isim olabileceği gibi, onun ortası, en yüksek ve en değerli bölgesinin özel adı da olabilir "Şüphesiz, iman edip güzel amel işleyenler için barınak olarak Firdevs cennetleri vardır" (18/Kehf, 107)

5-Hüsnâ: İyilik yapanlara ALLAH tarafından daha büyük bir iyilikle karşılık verileceğini, ayrıca buna bir de ilave (ziyade) yapılacağını ifade eden Yunus 26 ayetindeki hüsnâ (daha güzel, daha iyi, en güzel, en iyi) kelimesinin cennet anlamına geldiği müfessirlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir Ayetteki "ziyade"den maksat da, cennette ALLAH'ı görme şerefine nail olmaktır "Güzel davrananlara hüsnâ (daha güzel karşılık), bir de ziyade/fazlası vardır Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır, ne de bir horluk (gelir) İşte onlar cennet ehlidirler Ve onlar orada ebedî kalacaklardır" (10/Yûnus, 26)

6- Dârüs's-Selâm: Maddî ve manevî âfetlerden, hoşa gitmeyen şeylerden korunmuş olma manasındaki selâm ile dâr/yurt kelimesinden oluşan bu terkip, iki ayette cennetin adı veya tabakası olarak zikredilmiştir Cennetin esenlik yurdu olduğu şüphesizdir Gerçek esenliğin ancak cennette bulunabileceği, sonsuz hayatın, ihtiyaç bırakmayan zenginliğin, zillete yer vermeyen şeref ve üstünlüğün, eksiksiz bir sıhhatin sadece orada mevcut olduğu anlaşılır "Halbuki ALLAH, Dârü's-Selâm'a çağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru bir yola hidayet buyurur" (10/Yûnus, 25)

7- Dârü'l-Mukame: Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt manasındaki bu terkip de cennete girenlerin ALLAH'a hamd ve şükür sırasında bulundukları mekân için kullanacakları bir tabir olmalıdır "O (Rab) ki lütfuyla bizi Dârü'l-Mukameye / asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanç gelecektir" (35/Fâtır, 35)

8- Cennetü'l-Me'vâ: "İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için Me'vâ cennetleri vardır" (32/Secde, 19)Bu isimlerin dışında, "ev, konak, şehir, ülke" anlamlarına gelen "dâr" kelimesi, Kur'an'da dâru'l-huld (ebediyet / sonsuzluk yurdu), dâru'l-âhire (âhiret yurdu), âkıbetü'd-dâr, ukbe'd-dâr (dünya yurdunun sonu) terkipleriyle cennet anlamında kullanılmıştır

Kur'an'da zikredilen bu isimler, cennetin tabakaları olarak da kabul edilmektedir Bu tabakalardan her birinde, mü'minlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır Nitekim Müslim'in Ebu Said el-Hudri'den rivayet ettiği hadiste, ALLAH yolunda cihad edenlerin, cihadları sebebiyle cennette yüz derece yükselecekleri, her derecenin arasının ise, yer ile gök arasındaki mesafe kadar olduğu, Hz Peygamber tarafından haber verilmektedir (Müslim, İmâre 116) Hadiste sözü edilen dereceler konusunda ise şu ihtimaller öne sürülmüştür Bu dereceleri zahiriyle anlamak mümkündür Gerçekten söz konusu derecelerin, zahirinden anlaşıldığı üzere, birbirinden daha yüksek menziller (tabakalar) olması muhtemeldir Buna karşılık, yükseklikten kasdın, cennetteki nimetlerin çokluğu, insanın veya bir başka yaratığın hiç aklına bile gelmemiş, gönlünden dahi geçmemiş iyiliklerin büyüklüğü veya çokluğu anlamında olması muhtemeldir Zira ALLAH Teala'nın mücahide lutfettiği iyilik veya cömertlik türleri birbirinden çok farklıdır, birbirinden üstündür Buna göre, nimetlerin fazilet (üstünlük) konusundaki farklılıkları uzaklık açısından yer ile gök arasındaki mesafe gibidir

Buhari'nin bir rivayetinde Hz Peygamber, ALLAH yolunda savaşan mücahidler için cennette yüz derece (tabaka) hazırlandığını ve iki derecenin arasının yerle gök arası gibi olduğunu haber vermekte ve sözlerine devamla şöyle buyurmaktadır: "ALLAH'tan istediğiniz zaman Firdevs'i isteyin Çünkü Firdevs, cennetin ortası ve cennetin en yükseğidir Firdevs'ten cennet nehirleri doğar" (Buhâri, Cihad 4) Bütün bu ayet ve hadislerden cennetin birçok tabakası olduğu anlaşılmaktadır Bu tabakalardan bazılarının daha yüce ve nimetlerinin daha güzel veya daha efdal olması sebebiyle isimleri bize bildirilmiştir Firdevs cenneti, mertebece en yüksek olan cennet tabakasıdır

1-İHTİSAS (ÖZEL) CENNETİ: 6 yaşına kadar yaşayan çocuklar, deliler, fetret ehli, ilahi davet ulaşmayan kişiler... 2-MİRAS CENNETİ:Cehenneme giren insanlar için hazırlanmış cennetlerdir.Müslümanlar o cennetlere varis(mirasçı) olurlar.(Meryem,63. ayet-A'raf,43.ayet-Zuhruf,72.ayet) 3-AMEL CENNETLERİ: İnsanlar amelleri karşılığında girerler.(namaza özel cennet, zekata özel cennet, nafile ibadetlere özel cennet, yine haramı ve hatta mekruhu terk etme karşılığı özel cennetler vardır. Mi'raçta Peygamberimiz (ASM) cennete girince Hz.Bilal'in (R.A) ayak seslerini duymuştu. Bu cennet Hz.Bilal için hazırlanmıştı. (Nahl suresi, 32. ayet) Cennet Dereceleri - İbn-i Arabi(Fütuhat-ı Mekkiyye)

cennet

 

Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
"Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski