ALLAH (C.C) EL LATİF ismi Sırrı ve Faziletleri

Ya Latif ismi; insana her hususta fayda veren, havassı en çok olan isimlerden biridir.

Ya Latif ismini zikreden huzura kavuşur, her şeyde başarılı olur. Maddi durumu düzelir. Hasta olan iyileşir. Sıkıntı ve bunalımdan kurtulur. Arzu ve isteklerine kavuşur. Günde 16641 defa okunması tavsiye edilmiştir.

"Her kim: el-Latîf
اَللَّطِيفُ
İsm-i şerifini zikretmeye devam ederse, Allâh-u Te'âlâ o kişiye takdir ettiği zorlu kaderleri ona uykusunda (göreceği rüyalarda) yaşatır (gerçekte yaşatmaz). İşte buna, akılların idrak edemeyeceği derecede Lütf-u hafi (gizli Lütuf) adı verilir. Bunun için bu ism-i şerifin her gün 160 kere zikredilmesi gerekir."
[Mâü'l-'Ayneyn, Na'tü'l-bidâyât ve tavsifü'n-nihâyât, 2/640-643; Ebû Muhammed el-Yâfi'î, ed-Dürru'n-nazîm fî Havâssı'l-Kur'âni'l-'Azîm, sh:61-64]

El-Latîf, Yüce Rabbimizin "Faydalı olan şeyleri mahlukata güzellik ve incelikle ulaştırarak lütuf ve ihsan eden; işlerin en ince ve gizli yönlerini bilen; kullarını iyiliklere ulaştıran; lütufla muamele eden; ince işleri, sırları, her şeyin detayını bilen" manalarına gelen ism-i şerifidir.
 
BU İSM-İ ŞERÎFİN HAVÂSSI
1. Bu ism-i şerifi çok zikreden kimse hüzün ve sıkıntılardan korunur.
2. Her kim bu ism-i şerifi yüz ya da yüz otuz üç defa zikrederse sıkıntısından kurtulup felaha eriş.
3. Her hangi bir şeyden korkan bir kimse bu ism-i şerifi: "el-Latîf"
اَللَّطِيفُ
şeklinde yüz altmış kere zikredip ardından da,
لَا تُدْرِكُهُ الْاَبْصَارُۘ وَهُوَ يُدْرِكُ الْاَبْصَارَۚ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ ﴿١٠٣﴾
"Gözler O'nu (kuşatıcı şekilde görerek) idrak edemez. O ise tüm gözleri (ilmiyle kuşatır şekilde) idrak eder. (Gözlerin kavrayıcı şekilde görmesine mani bir letafete sahip olan) Latîf de, (bütün işlerin kapalı ve açık tüm yönlerinden hakkıyla haberdar olan) Habîr de ancak O'dur!" (En'âm Suresi:103) ayet-i kerimesini on kere okursa korktuğu şeyden emin olur.
 
4. Her kim bu ism-i şerifi: "el-Latîf"
اَللَّطِيفُ
şeklinde yüz altmış kere okuyup ardından da,
اَللهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ۟ ﴿١٩﴾
"Allâh, kullarına (iki cihanda yarayacak şeylerin tüm ayrıntılarını ve inceliklerini çok iyi bilen ve kendilerini bu maslahatlarına en kolay yoldan ulaştıran bir) Latîf'tir, (bu lütfun bir tezahürü olarak, onların hak edip etmemelerine bakmaksızın) dilediğini (istediği şekilde) rızıklandırır (ama herkese istediğini değil de, Kendi hikmeti gereği ona uygun olan bir lütufta bulunur. Her şeye hakkıyla gücü yeten ve istediği hiçbir şey engellenemeyen) Kaviyy de, Azîz de ancak O'dur"(Şûrâ Suresi:19) ayet-i kerimesini on kere okursa bol rızıklara nail olur.
 
5. Her kim bu ism-i şerifi: "el-Latîf"
اَللَّطِيفُ
şeklinde yüz altmış kere okuyup ardından da,
اَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَۜ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ۟ ﴿١٤﴾
"(Her şeyi) yaratmış olan Zat (gizliyi de, açık gibi) bilmez mi?! (Varlıkların en ince yönlerini hakkıyla bilen) Latîf de, (bütün varlıklarından haberdar olan) Habîr de ancak O'dur!" (Mülk Suresi:14) ayet-i kerimesini on kere okursa birçok sırlı ilimlere kavuşur.
 
6. Her kim şifa niyetiyle bu ism-i şerifi: "el-Latîf"
اَللَّطِيفُ
şeklinde yüz altmış kere okuyup ardından da aşağıdaki ayet-i kerimeleri okursa Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle şifayab olur.
Bu ayet-i kerimeler de şunlardır:
اَلَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِۙ ﴿٧٨﴾ وَالَّذِي هُوَ يُطْعِمُنِي وَيَسْقِينِۙ ﴿٧٩﴾ وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِۖ ﴿٨٠﴾ وَالَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحْيِينِۙ ﴿٨١﴾ وَالَّذِي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ لِي خَطِيـَٔتِي يَوْمَ الدِّينِۜ ﴿٨٢﴾ رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَاَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَۙ ﴿٨٣﴾ وَاجْعَلْ لِي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْاٰخِرِينَۙ ﴿٨٤﴾ وَاجْعَلْنِي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّعِيمِۙ ﴿٨٥﴾
"O Zat ki; beni yaratmıştır, artık O beni (de din ve dünya menfaatlerine) hidayet etmektedir. Öyle bir Zat ki; beni yediren de, beni içiren de sadece O'dur.
Hastalandığım zaman O bana şifa (sıhhat ve afiyet) vermektedir. Öyle Zat ki; beni (dünyada) öldürecektir, sonra beni (ahirette) diriltecektir. O Zat ki; (evla olanı terk etme gibi yapabileceğim herhangi bir) hatamı ceza günü benim için bağışlayacağını ummaktayım!
Ey Rabbim! Bana (ilim ve amelde kemal kazandıracak) yüce bir hüküm bağışla ve beni salihler (zümresin)e kat! Sonraki (ümmet)ler arasında benim için (övgülerde bulunacak) dosdoğru bir dil de yarat. Beni nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl." (Şu'arâ Suresi:78-85)
 
7. Her kim aşağıdaki ayet-i kerimeyi her gün dokuz kere okursa Allâh-u Te'âlâ bütün işlerinde o kişiye lütufkar davranır.
اَللهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ۟ ﴿١٩﴾
"Allâh, kullarına (iki cihanda yarayacak şeylerin tüm ayrıntılarını ve inceliklerini çok iyi bilen ve kendilerini bu maslahatlarına en kolay yoldan ulaştıran bir) Latîf'tir.
(Bu lütfun bir tezahürü olarak, onların hak edip etmemelerine bakmaksızın) dilediğini (istediği şekilde) rızıklandırır (ama herkese istediğini değil de, Kendi hikmeti gereği ona uygun olan bir lütufta bulunur. Her şeye hakkıyla gücü yeten ve istediği hiçbir şey engellenemeyen) Kaviyy de, Azîz de ancak O'dur." (Şûrâ Suresi:19)
 
8. Bu şanı yüce olan ism-i şerif esma-i hüsna içerisinde Lafzatullah'tan (Allâh ism-i şerifinden) sonra havassı ve keskin tesirleri en çok olan ism-i şeriftir.
Her kim her gün beş vakit namazı müteakip yüz yirmi dokuz (diğer bir rivayette yüz
altmış) defa: "Yâ Latîf"
يَا لَطِيفُ
diyerek işlerini Allâh-u Te'âlâ Hazretleri'ne ısmarlarsa bütün işlerinde muvaffak olur, hiçbir şekilde sıkıntıya düşmez, her türlü afet ve beladan da korunmuş olur.
Yine bu şekilde hapisten kurtulmak için beş vakit namazdan sonra yüz yirmi dokuz kere okunur.
 
9. Bir işinde sıkıntıya düşüp ümitsizliğe kapılan ve ne yapacağını bilemeyen bir kimse, güzel bir itikat ile temiz bir yerde oturup onaltıbin altıyüzkırk bir (16.641) kere: "Yâ Latîf"
يَا لَطِيفُ
ism-i celilini okur bunun peşine de bu ism-i şerifin (aşağıda yazılı olan) azimet-i mübarekesi ile dua ederek Cenâb-ı Hakk'a işlerini ısmarlarsa Allâh-u Te'âlâ sıkıntısını izale eder.
 
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَانِ الرَّحِيمِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ يَا لَطِيفُ بِعِبَادِهِ يَا اَللهُ يَا اَللهُ يَا اَللهُ، يَا حَنَّانُ يَا مَنَّانُ يَا لَطِيفُ لَطِيفُ لَطِيفُ، يَا ذَا الْجَلَالِ وَ الْإِكْرَامِ يَا لَطِيفُ يَا رَبَّاهُ يَا رَبَّاهُ يَا رَبَّاهُ، سُبْحَانَكَ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ وَ لَا إِلَهَ غَيْرُكَ وَ لَا مَعْبُودَ سِوَاكَ يَا لَطِيفُ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الْحَقُّ الْحَقِيقُ يَا لَطِيفُ يَا اَللهُ يَا اَللهُ يَا اَللهُ، يَا مَنْ لَا يَتَّخِذُ صَاحِبَةً وَ لَا وَلَدًا وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ يَا لَطِيفُ يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَ الْأَرْضِ يَا لَطِيفُ يَا مَجِيدُ يَا اَللهُ أَجِبْ يَا لَطِيفُ اُلْطُفْ يَا لَطِيفُ اُلْطُفْ يَا لَطِيفُ اُلْطُفْ، أَنْتَ الْحَاضِرُ لَمْ تَغِبْ يَا لَطِيفُ يَا رَبَّاهُ يَا رَبَّاهُ يَا رَبَّاهُ، أَنْتَ الْحَاكِمُ لَا يُحْكَمُ عَلَيْكَ حَاكِمٌ يَا لَطِيفُ يَا اَللهُ يَا اَللهُ يَا اَللهُ، أَنْتَ السُّلْطَانُ الْقَوِيُّ لَمْ يَقْوَ عَلَيْكَ قَوِيٌّ يَا لَطِيفُ يَا مَنْ هُوَ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ اِسْتَجِبْ دُعَائِي بِأَلْفِ لَا حَوْلَ وَ لَا قُوَّةَ إلَّا بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ كٓهٰيٰعٓصٓ حٰمٓ عٓسٓقٓ أَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ الْعَظِيمِ الْأَعْظَمِ الَّذِي اخْتَصَّ بِهِ الْأَخِصَّاءُ مِنْ خَلْقِكَ أَنْ تَقْضِيَ حَاجَتِي يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ، آمِينَ
 
"Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla! Ey Allâh! Ey kullarına lütufkar davranan! Ey Allâh! Ey Allâh! Ey Allâh! Ey Hannân! Ey Mennân! Ey Latîf! Ey Latîf! Ey Latîf!
Ey celal ve ikram sahibi! Ey Latîf! Ey Rabbim! Ey Rabbim! Ey Rabbim! Seni tenzih ederim İlah ancak Sensin. Senden başka hiçbir İlah yoktur. Senden gayrı tapılacak yoktur.
Ey Latîf! Ey Allâh! Gerçek varlık ancak Sensin. Ey Latîf! Ey Allâh! Ey Allâh! Ey Allâh! Ey eşten, çocuktan ve denkten münezzeh olan!
Ey Latîf! Ey göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı! Ey Latîf! Ey Mecîd! Ey Allâh (duama) icabet buyur! Ey Latîf! Lütfet. Ey Latîf! Lütfet. Ey Latîf! Lütfet.
Sen hiç kaybolmayan hazırsın. Ey Latîf! Ey Rabbim! Ey Rabbim! Ey Rabbim! Sen öyle bir Hakîmsin ki kimse Senin hakkında hüküm veremez. Ey Latîf! Ey Allâh! Ey Allâh! Ey Allâh!
Sen öyle kuvvet sahibi bir Sultansın ki hiçbir güç sahibinin Sana gücü yetmez. Ey Latîf! Ey her an bir şanda olan Zat! Bin tane 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-'aliyyi'l-'azîm' hürmetine duamı kabul eyle.
Senden başka hiçbir İlah yoktur. Sen Melik ve Kuddûs'sün. Kâf! Hâ! Yâ! 'Ayn! Sâd! Hâ! Mîm! 'Ayn! Sîn! Kâf!
En seçkin kullarının kendisiyle ihtisas ettiği büyük, en büyük ismin hürmetine Senden hacetimi yerine getirmeni dilerim.Ya Rabbe'l-'âlemîn! Âmîn!"
 
10. Geçinmek hususunda sıkıntı çeken, rızkı az ve kısmeti bağlı olan bir kimse: "Yâ Latîf"
يَا لَطِيفُ
ism-i şerifini cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) sabaha karşı kıbleye karşı oturup onaltıbin altıyüzkırkbir (16.641) kere okur ve bundan sonra rızık genişliği için Allâh-u Te'âlâ'ya dua ederse duası kabu olur ve rızık hususunda rahatlığa kavuşur.
 
11. Meşru ve hayırlı olan her hangi bir maksat ve muradına nail olmak niyetiyle Allâh-u Te'âlâ'ya manen tam bir yöneliş ve temiz bir itikat ile bu ism-i şerifi sabaha karşı onaltıbin altıyüzkırkbir (16.641) kere: "Yâ Latîf"
يَا لَطِيفُ
şeklinde okuyup ardından da yüz kere Rasûlullâh ﷺ'e salat okuyarak Allâh-u Te'âlâ'dan bir istekte bulunan kişi inşâallah muradına kavuşur.
 
12. Bir afet ve belaya müptela olan özellikle de haksız yere hapsedilmiş bulunan veya esir olan kimsenin kurtulması, hürriyet ve selamete kavuşması maksadıyla (bu halde olan kişi tarafından ya da ona niyetle başkası tarafından) sünnetlerine riayet edilerek abdest alınıp iki rekat namaz kılınır.
Şöyle ki ilk rekatta Fâtiha'dan sonra yedi defa İnşirah (Elem Neşrah Leke) Suresi, ikinci rekatta ise Fâtiha'dan sonra Felak ve Nas sureleri okunur. Selam verdikten sonra kıbleye yönelerek ihlas ve tam bir itikat ile onaltıbin altıyüzkırkbir (16.641) kere: "Yâ Latîf"
يَا لَطِيفُ
ism-i şerifini okuyarak isteğini Allâh-u Te'âlâ'ya arz ederse biiznillâhi Te'âlâ muradına nail olur.
 
13. Bu ism-i şerifi sık sık zikreden kişi Allâh-u Te'âlâ'nın korumasında olup, insanlar nazarında da saygıdeğer bir kişiliğe sahip olur.
 
14. Bu ism-i şerifin aşağıda yazılı olan duası gam ve kederi, ferah ve sürura çevirme ayrıca şiddet ve sıkıntıları izale etme hususlarında pek büyük bir tesiri vardır.
Bu duayı her gün okuyan kimse sıkıntıya, belaya, şiddet ve darlığa düşmez. Sıkıntılı bir yerde bulunup da oradan kurtulmak için ne yapacağını bilemeyen bir kimse bunu okursa o yerden kurtulur, sıkıntılı her işi kolaylaşır ve fakirse zenginleşir.
 
Dua şöylecedir: "Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla! Ey Latîf! Sen ki kullarına lütufkar davranırsın, onları türlü türlü nimetlere ulaştırırsın, manevi perdeli olanlara rıfk (esirgeme) ile muamelede bulunarak onları belaların şiddetlerinden çıkarırsın.
Sana sığınanlara umumi rahmetinle merhamet eder, onları karanlıklardan nurlara çıkarırsın, tüm işlerin gizli ve ince yönlerini bilirsin, lütfunla kullarına türlü türlü iyilikler ve hakikatler hakkında keşifler ihsan edersin.
Ey Allâh! Ben Senden Latîf olan lütfunla, dolup taşan fazlınla, cömertlik denizinin incisiyle, asker ve ordularının saltanatının kuvvetiyle beni sözlerimde ve işlerimde nazif, şu anda ve gelecekte rıfk (merhamet) sahibi biri yapmanı niyaz ederim.
 
Sen bana lütfunun bereketinden büyük bir pay nasip eyle, lütfunun eserlerini kabul edebilmem için bana yardım eyle, fazlından bana belirgin şekilde bir pay ihsan eyle ve beni Kendi yönetiminle teyid eyle ki cömertlik denizinden bol feyizlere nail olabileyim. Şüphesiz ki ancak Sen gerçek esirgeyen ve acıyansın. Ey Latîf! Bana gizli lütfunla yetiş. Âmîn!"
[Yûsuf ibni İbrâhîm, Kazâu'l-hâcât, sh:32-33; eş-Şeyh Mâu'l-'ayneyn, Fâtiku'r-ratk alâ Râtikı'l-fetk, sh:326-327; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:59-60; Muhammed Şebrâvî, Fevâidü'l 'ızzi'l-esnâ fî şerhi esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:39-40; Yûsuf en-Nebhânî, Se'âdetü'd-dâreyn, sh:508-509; Seyyid Süleyemân el-Hüseynî, Kenzü'l-havâs, sh:1/87-96; Seyyid Süleymân el-Hüseynî, Kenzü'l-esrâr fi'l-havâssı ve'l-ezkâr, sh:111-120]

dua

Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
"Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski